19 Eylül 2010 Pazar

Yarı Sürpriz Sonuç 3-0

Maç öncesi sahaya çıkacak kadronun geçtiğimiz hafta başladığımız kadro olacağını Doll basın açıklamasında söylemişti ve öylede oldu. Buradaki yanlış kesinlikle Jedinak’dı. Maçın 12. dakikasında Harbuzi’nin sakatlanması ile kadromuz vasat bir görünüme dönüştü. Aslında maç için basit bir analiz yeterli. Her ne kadar 3-0 çok çarpıcı bir sonuç gibi dursa da aslında oyun olarak geçtiğimiz haftalardan farklı bir tablo yoktu. Futbol yorumcularının TV’lerde biz her hafta bunu söylüyoruz ama kimseyi inandıramıyoruz söylemi gibi bende her hafta yazıyorum ve bu yazılanlar kendini tekrar ediyor. O yüzden biraz daha isimler üzerinde durarak genel tabloya girmeye çalışıyım.

Önceliğim yine Jedinak. İ.B.B. maçında sahanın en kötü ismi olmasına rağmen 90 dk. forma giyen Jedinak’ın bu karşılaşmada yine ilk 11’de oynaması sorun oluşturuyordu benim gözümde. Bu maçtaki performansı da yine geçtiğimiz haftadan farklı değildi. Daha çok ön libero görevi verilmesine rağmen defansif anlamda çok büyük zayıflıkları var. Çok hantal bir görünüme sahip, boyuna rağmen hava toplarında bile fiziğini kullanamadığından başarısız kaldığı oluyor, rakibe basma diye bir fonksiyonu yok, top kapma yok denecek kadar az ve alanda daraltamıyor. Yani ön libero için olan temel kavramlardan tamamen yoksun. Ofansif anlayışı ile ilgili ise bugünkü maç fazlasıyla belirleyici oldu. Ayağına gelen bütün topları eğer karşısında pres yapan bir futbolcu yoksa ileride ilk gördüğü isme şişirip, oyun açma, pas trafiği, ayakta top tutma gibi futbolda hücum alternatiflerini görmezden gelen bir anlayıştaydı kendisi. Kesinlikle başka bir şey düşünemiyor havadan uzun mesafeli paslar dışında. Dünyaya yayılan modern futbol kavramına Jedinak çok uzaklarda bir isim ve biz bu isimde hala ısrarcıyız. Transfer sezonuna çok var ama eğer hamleler yapılması planlanıyorsa ve bu orta saha değilse hiç yapılmasın, kulübün değerli bütçesi de hiç sarsılmasın.


Diğer bir isim ise kaleci Serdar. Orta saha defansa yakın oynadığı zamanlar rakibe az pozisyon veriyoruz ve kalede fazla tehlike görmeden maçı bitiriyoruz. Ancak işte bunun olmadığı zamanlar Serdar’ında hataları çıkıyor birer ikişer. İlk gole dikkat edilirse Emenike atılan uzun pas sonrası topu önüne alıp yaklaşık altıpasa kadar sürüp golünü atmıştı. Burada savunmanın o topu durduramaması hata elbette ama bu ikili sıkıştırmayı fırsat bilip, rakipte topu tam kontrolü sağlayamamışken biraz öne çıkıp o topu alabilme ihtimalini kullanmadan kale çizgisi üzerinde beklemesinin anlamlı bir açıklaması yok. (Üstteki fotoğraf o pozisyondan) Eski kalecimiz Gökhan Tokgöz’ün de sıklıkla yaptığı bu hatalar neticesinde çok puanımız gitmişti aynı durum bugün Serdar’da da oldu. Bu tecrübede bir kalecinin yapmaması gereken bir hareketti bu. 2. gole kadar oyun anlamında dengede giden bir maçta bu gol çok önemli oldu ve rakip savunmayı boş bırakmadı kalan zamanlarda. 2. golde de gereken refleksi veremeyince zaten maç bitmiş oldu. 5 haftada 3 gol atmayı başarabilmiş bir takım olarak gol yeme konusunda bu kadar bonkör olmamalıyız.

Sol bek Aykut, stoperler Curri-Mahmut ikilisi zaman zaman, diğer orta alan oyuncumuz Cem Can ve pivot santrafor Billy oynadığı mevkinin gereklerini yerine getiremeyen diğer oyuncularımız. Bu maç içinde yine aynıydı sonraki maçlar içinde aynı olmaya devam edecektir. Thomas Doll yanlışları için ise ayrı bir başlık gerekir ki yazması da oldukça uzun sürer. 5 maçta 5 puan ve önümüzde bir Ankara derbisi bizi bekliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder