İlk yarıdaki son maçımızı son şampiyon Bursaspor’a karşı hezimet diyebileceğimiz bir skorla kaybettik. Aslında bizim için skorun fazlada bir önemi yoktu, hatta tribünde arkadaşlarımızla konuşurken bir şeylerin değişmesi için fark gerekiyorsa daha farklı yenilmemizi bile istedik. Taraftarın istediklerinin hiç önemi olmadığı bir kulübün taraftarı olmak insana böyle şeyler düşündürüyor doğal olarak. Yönetimini baskı altına alacak, onları düşündürmeye sevk edecek bir kitlemiz olmadığını göz önünde bulundurursak bu bedbaht halin son bulması için beklemekten ve çözüm için uğraşmalarını dilemekten başka yapacak bir şeyimizde yok. Aynı kafalar değişmeden ikinci yarıya başlarsak Bank Asya yolculuğunun olmaması için diğer takımların başarısızlığını bekleyeceğiz bu seferde. Bu taraftar her koşulda beklemekten başka yapacak bir şeyi olmayan bir taraftar.
Maça geçecek olursak eğer sonucun bu kadar kötü görünmesinde aslında Bursa’nın büyük bir etkisi olmadı. Hatta belki ligdeki diğer karşılaşmalarına göre daha düşük performans sergilediler. Sadece gollere bakmak bile sonucun neden böyle olduğunu görebilmek için yeter. Orta sahada inanılmaz boşluklar, savunmada yaşanılan zafiyetler ve kalecimizin büyük hataları skoru böyle belirledi. Eğer biraz daha saldırgan olsalardı iyi bir rekora imza atabilirlerdi, karşılarında buna izin verebilecek ve hak eden bir takım vardı. Varlığımızı belli ettiğimiz anlar skorun 1-0 olmasından 2-1’e kadar geçen bölümdü ki bunun dışında sahada dolanan 11 adam vardı maç boyunca takımımız adına. Bu durum yadırgadığımız bir durum değil, geçen hafta kazandığımız maç sonrasında da takımımızın beğenilecek bir durumu yoktu. Tesadüfi galibiyetler her zaman olmaz, bu sefer hak ettiğimizi aldık ve 17 maç sonunda aldığımız 17 puanla devreyi kapattık. Gerekli takviyeleri yapılmış, sakatsız bir Gençlerbirliği umuyoruz ligin ikinci yarısında. Belki yönetimiz de bu sefer bizim gibi düşünür ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder